Kayıtlar

Mart, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

1.Dünya Savaşı Sonrası Arabistan Yarımadasında Yaşananlar

Resim
1.Dünya Savaşına girerken İngiltere’nin Ortadoğu’da etkisi oldukça fazlaydı. Mısır, İngiliz himayesi altındaydı. 1.Dünya Savaşına girerken bu durum biraz daha resmileşti. 1922’ye kadar bağımsızlıklarını elde edemediler. İngilizler bağımsızlığı öylece vermediler. İngilizlere karşı ayaklanıp savaşarak kazandı Mısır’lılar bağımsızlığı. Ve 1922’de Mısır bağımsız oldu. İngiliz himayesinde olan bir başka yer ise Kuveyt idi. Bu, 1800’lerden gelmekte olan bir durum. 1961’e kadar onlarda bağımsız olamadılar. İ ngilizler, Osmanlı’yı bölgeden çıkarmak için Arap yardımını istiyordu. Böylece Sina-Filistin ve Mezopotamya cephesinde daha iyi savaşabileceklerdi. Özellikle de Hüseyin Bin Ali’yi iknaya çalıştılar. Kendisi o dönem Mekke’nin soylularındandı. Macmahon ile olan yazışmalara göre “Eğer bize yardım edersen sana bağımsız bir devlet vereceğiz” dedi İngilizler. İngilizlerden gelen bu teminatla Arapları ayaklandırmaya ikna etmek ve onların İngilizlere yardımını sağlamak için Hüseyin Bin Ali

Yugoslavya: Kuruluşu, Yükselişi ve Çöküşü

Resim
Yugoslavya kelimesinin açılımı güney Slav devletleri olarak bilinir. Yugo=Güney ve Slavya=Slav anlamını taşır. Slav dilleri dendiğinde bu bölgede konuşulan dillerden bahsedilir. Ancak Doğu Avrupa’nın büyük bir kısmı ve şimdiki Rusya’da konuşulan dillerde buna dahildir. Sırp-Hırvatça bölgede en çok konuşulan dildir. Bu dilin lehçeleri de vardır. Bazen Sırpça, Karadağca, Hırvatça gibi birçok lehçe ile karşılaşılabilir. Ama bu diller birbirine yakındır. Bu dil, şimdiki ayrılan devletlerde de konuşulur. Ayrıca sloven dili de slav dilidir ve Sırp-Hırvatça’ya da çok yakındır. Makedonya’da da slav dili konuşulur. Bulgarca’da bu dile yakındır. Bölge tarih boyunca farklı imparatorlukların kontrolü altına girmiştir. Austurya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorlukları başlıca devletler arasındadır. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, grup içerisinde roman-katolik dinini, Osmanlı ise İslam’ı temsil ediyordu. İki imparatorluk asırlarca bu bölgenin farklı kesimlerine hükmetti. Böylelikle farklı d

Trump Sonrası Amerika ve Türkiye'de Ekonomi

Resim
Amerikan halkı 2008 yılında gerçekleşen Mortgage Krizi ile ciddi bir ekonomik darbe yedi. Bu darbeyi Amerikan Hükümeti bir takım bankaları batırmayarak çözmeye çalıştı. Diğer çözüm yöntemi ise vergileri artırmak ve para basmak şeklinde oldu. Fakat bu tip çözümler sadece sorunun ötelenmesini sağladı lakin halkta Obama hükümetine karşı bir nebze nefret oluştu. Trump, Amerikan Başkanı olmadan önce halka bir takım vaatlerde bulunmuştu. Bu vaatler arasında devletin küçülmesi ve bürokrasinin azaltılması vardı. Trump ayrıca Amerikan Dolarının değerinin yüksek olduğunu ve diğer ülkelerin kendi para birimlerini değersizleştirerek Amerika’yı özellikle Çin cephesinden de değersiz mallar ile doldurulduğunun vurgusunu yaptı. Amerikanın diğer ülkelere mal satabilmesinin gerektiğini, gerekirse Dolar’ın değerinin düşmesi gerekliliğini de belirtti. Trump, Dolar’ın değer kaybetmesini istiyor çünkü Çin’in yaptıkları Trump’ı oldukça rahatsız ediyor. Çünkü Çin gerek Amerika’yı gerekse Dünya’nın geri k

Verdun-Somme Savaşları ve Hindenburg Hattı-1916

Resim
1915-1918 yılları arasında Batı cephesi adeta kilitlenmişti. Cephe hareketliydi ama bu önemli bir hareketlilik değildi. Uzun bir cephe hattı olmasada dar alanda yoğun savaşlar yaşanıyordu. Çatışmalar genel itibarıyla 1916 yılında oldu. İlk büyük çatışma ise “Verdun Savaşı” idi. Almanlar, Fransızlara taarruz yapmak istiyorlardı. Çoğu tarihçi amacın Verdun bölgesini ele geçirmek olmadığını söyler. Onlara göre Almanlar, Fransızları Verdun bölgesine çekip kayıp verdirmek istiyorlardı. Fransızlar çok asker kaybederse dayanamayıp savaştan çekileceklerdi. Almanlar, özellikle Verdun bölgesinin korunmasız olduğunu düşünüyordu. Çünkü Fransızlara o bölgedeki çıkıntıdan çok yönlü saldırabilirdi. Şubat 1916’da Almanlar taarruza geçtiler. Almanlar çoğunlukla ağır toplar kullanıyorlardı ve Fransızları Verdun’da bombardımana tuttular. Fransızlar askerlerini bombardımana rağmen bölgeye getirmeye devam ediyordu. Ortaya çıkan bu sahne oldukça kanlıydı. Bir Fransız askerin günlüğünden alınan alın

Baytarlıktan Şairliğe Bir Vatanseverin Hikayesi: Mehmet Akif Ersoy

Resim
Mehmet Akif, 1873 yılında İstanbul’da doğdu. Babası, Fatih Medresesi müderrisi Tahir Efendi’dir. Annesi ise Buhara’dan gelme bir ailenin kızı olan Emine Şerife Hanımdır. Akif’in yetişmesinde babasının büyük etkisi vardır. Tahir Efendi, ölümüne kadar (1888), Akif’in dini bilgiler ve Arapça konularında çok iyi yetiştirmiştir. Babasını daima yanıbaşında bulan Akif, bir yandan da düzenli bir öğrenim görmüştür. Dört yaşında iken Fatih’te ilkokula başlayan Akif, dört yıl süren bu öğrenimden sonra Fatih Merkez Rüştiyesine (ortaokul) kaydoldu. Bu okulda onu en çok etkileyen hocası, Kadri Efendi’dir. Kadri Efendi Arapça, Farsça ve Fransızcayı çok iyi bilen hürriyetçi bir hocadır. Akif, daha ortaokulda iken Şirazlı Hafız, Şeyh Sadi, Mevlana ve Fuzuli gibi zirvelerin eserlerini okumaya başlamıştı. Dil derslerine son derece yakın ilgisi vardı. Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca derslerinde daima birinci idi. Akif rüştiyeyi bitirdikten sonra, Mülkiye İdadisi (Lisesi)ne girdi. 3 yıl

Kristal Gecesi (Kristallnacht) ve Yahudi Sorununun Başlangıcı-1938

Resim
9-10 Kasım 1938 gecesi yaşanan “Kristallnacht” yani Kristal Gece olayı musevilere yönelik Nazi zulmünün yeni bir dönüm noktası olarak başladı. Olay, 7 Kasım günü, ailesine Naziler tarafından eziyet edilmiş olan “Herschel Grynszpon” adlı 17 yaşındaki Polonyalı musevi gencin Paris’teki Alman Büyükelçiliğindeki bir görevliyi vurmasının ardından patlak verdi. Bunu provakasyon malzemesi olarak kullanan Naziler tüm Almanya çapındaki musevi ibadethanelerine, evlerine ve işyerlerine yönelik saldırılar düzenlediler. Bir gecede 1350 Sinagog yakılıp yıkıldı. 90’dan fazla musevi öldürüldü. 30.000 musevi toplama kampına gönderildi. 7000 musevinin işyeri yağmalandı. Binlerce musevinin evine de zarar verildi. Geceye Kristal Gece denmesinin nedeni ise yağmalanan binaların kırılan camlarının ortaya çıkardığı görüntü idi. Bütün bunların üzerine birde Alman hükümeti bu olaylardan musevileri sorumlu tuttu ve kırılan camların karşılığı olarak Alman musevilere 1 milyar mark gibi yüklü tazminat çıkard

Olmayan Varlık İle Nasıl Fon Kurulur?

Resim
Ziraat Bankası ve diğer kuruluşların devriyle gündeme gelen Varlık Fonu ile ilgili düzenleme aslında geçen senenin Ağustos ayında yapıldı ve bunun nasıl yönetileceği, yakın zamanda hazırlanan kanunlar ile belirlendi. Bir Varlık Fonu, çeşitli finansal varlıklara yatırım yaparak gelirleri artırmayı hedefleyen, devletin sahipliği ve yönetimi altında çalışan bir fondur. Dünyanın bir çok yerinde bu fon mevcut. Bunun 2 şekilde kuruluşu vardır. Birincis Petrol, Doğalgaz gibi bir takım doğal varlıkların gelir fazlalığının bu fona konmasıdır. Elde bir varlık var ve bu varlık bu fon içerisinde değerlendiriliyor. Ya da emeklilik sandığı vs.gibi gelirleri olan bir takım gelirlerin fazlalığı buraya aktarılır ve buradan yönetilir. ABD’de bu uygulama mevcuttur. Birincinin örneğine ise Norveç verilir. Çünkü Norveç’in bütçe harici fazla fonu vardır. Amaç, gelecek nesillere bu gelirleri aktarmaktır. Bizim fonda aynı Norveç gibi kurulmuştur. Fakat işin diğer tarafı bizde böyle bir gelir fazlalığı ve

Kısa Notlarla Kursk Tank Savaşı-1943

Resim
2.Dünya Savaşı esnasında, Stalingrad savaşının ardından belki de en büyük tank savaşı olan Kursk Meydan Muharebesi 1943 Temmuz-Ağustos arasında Sovyetlerin “Kursk Çıkıntısı”nda gerçekleşmiş, bu savaşta her iki cepheden de 2 milyon kişi hayatını kaybetmiştir. Kursk muharebesine genel bir perspektiften bakacak olursak; ·          Kursk muhaberesinde Sovyet askerlerine, Nazi tanklarının nasıl delineceğine dair bilgiler içeren broşür dağıtılmıştır. ·          Sovyet tankları, Nazi tanklarını uzak menzilden delemediği için “geri çekilme” taktiği kullanarak Nazileri şehrin tam ortasına çekmiştir. Yakın savaş konusunda uzman olan Sovyet Kızıl ordusu ve Nazi tanklarının yan profillerini yakalayan Sovyet Tankları, Nazilerin büyük zayiat vermesini sağlamıştır. Nazi ordusu bu şekilde yaklaşık 250.000 askerini kaybetmiş ve geri çekilmek zorunda kalmıştır. ·          Kursk muhaberesinde ilk etapta savunma taktiği kararı alan Sovyetlerin savunma hattı çukurlarının yaklaşık 150 km uzunlukt