Kayıtlar

Haziran, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Devlet, Sigara ve Alkole Neden Zam Yapar?

Resim
3 Temmuz 2017 itibariyle Alkol’ün ÖTV’si artarak zam geleceği yönünde haberler var. Sigaraya ise yıl sonuna kadar zam gelmeyeceği belirtiliyor. Özellikle devletin ciddi vergi geliri olan bu iki kaleme zam gelirse, zam sonrası neler olabileceği üzerine bir kaç şey söylemek de yarar var. Ağırlıklı olarak sigara zammı üzerine konuşmak daha mantıklı çünkü ülkemiz dünya sigara tüketiminde üst sıralarda yer alıyor. Alkol tüketimini yapan kitle sabit olduğu için zam oranı vatandaşa çok yansımıyor. Öncelikle işin iktisadi kısmına bakalım. Devlet, sigaraya yapacağı zam ile ekstra gelir yaratmak istiyor fakat gerçek pek de öyle görünmüyor. Vatandaşlar bu zamdan “fayda” görmeyeceği için (iktisat dilinde böyledir) ikame tütün ürünlerine yönelirler. Bu da kaçak sigara ve tütün ürünleri anlamına gelir. İnsanlar kaçak ürünlere yöneldikçe tam tersine devlet 5 liradan aldığı vergi gelirini bırakır, 7 liradan alacağı vergiyi de alamaz ve sonuç olarak vergi geliri komple kapanır. Bu durum en çok

Irkçılık ve Mültecilik Üzerine: 1923 - 2012 Türkiye Mülteci Politikaları

Resim
Irkçılık üzerine konuşmadan önce kavramın tanımına bakmakta yarar var. Irkçılık; Bir halkın, bir grup veya diğerlerinden kendilerini üstün olarak addetmesi ve bu üstünlüğünü gerek fiziksel gerekse sözlü bir biçimde diğer gruba tanımlaması şeklinde tanıtılabilir. Dünya üzerinde tüm toplumlarda derecelendirme yaparsak az, orta seviye veya çok ırkçı toplumlar ya da insanlar vardır. Ama bunu bir topluma yansıtmak elbette saçma olur çünkü bir olayın bir topluma yansıtılması demek, o toplumda aynı görüşe sahip olmayan insanları da zan altında bırakmak demektir. Şu soruyu sorduğunuzu duyar gibiyim: “ E Almanlar 2.Dünya Savaşı boyunca Yahudilere yapılan zulme kayıtsız kaldı ve çoğu insan alttan alta bu katliama destek verdi. Bu ne anlama geliyor?” Olaya Almanlar penceresinden bakarsak içlerinden yüzlerce Alman Muhalif bu katliama destek vermedi ama devlet destekli terör yoğunluğu, can korkusuyla birleşince muhalif insanlar sessiz kalmak zorunda kaldılar. Yani biz klasik anlamda Almanlar ır

Osmanlı'da Mutlakiyetçilik ve İltizam Sistemi: Ortadoğu Örneği

Resim
1453’te Fatih Sultan Mehmet komutasındaki Osmanlılar İstanbul’u ele geçirdiler ve başkent yaptılar. Yüzyılın geri kalanında Osmanlılar Balkanların büyük kısmını ve Anadolu’nun geri kalan büyük bölümünü fethetti. 16.yüzyılın ilk yarısında Osmanlı hakimiyeti tüm Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yayıldı. 1566’da Kanuni Sultan Süleyman öldüğünde imparatorluk Doğu’da Tunus’tan başlayıp Mısır üzerinden Arap Yarımadası’nda Mekke’ye ve bugünkü Irak’a kadar yayılmıştı. Osmanlı Devleti mutlakiyetçiydi. Sultanlar çok az kişiye karşı sorumluydu ve gücü kimseyle paylaşmıyorlardı. Osmanlıların uygulamaya koyduğu ekonomik kurumlar son derece sömürücüydü. Toprak için özel mülkiyet söz konusu değildi yani resmi olarak tümü devlete aitti. Toprak ve tarımsal ürünün vergilendirilmesi savaştan elde edilen ganimetle birlikte devlet gelirinin temel kaynağını oluşturuyordu. Buna karşılık Osmanlı Devleti Ortadoğu’ya Anadolu’ya hakim olduğu gibi ya da İspanyol devletinin Latin Amerika toplumuna hakim olduğu

18.Yüzyıl Frankfurt Yahudi Gettosu ve Rotschild Ailesi

Resim
1789 Fransız Devrimi’nin arefesinde tüm Avrupa’da Yahudilerin yaşamı üzerinde sert kısıtlamalar söz konusuydu. Örneğin Alman şehri Frankfurt’ta Yahudilerin hayatı Ortaçağ’dan kalma bir yasanın hükümlerine göre tanzim edilmişti. Frankfurt’taki Yahudi ailelerinin sayısı 500’ü geçmiyordu ve hepsi de şehrin duvarlarla bölünmüş küçük bir kısmında, Yahudi gettosu Judengasse’de yaşamak zorundaydı. Geceleri, pazarları ya da hiçbir Hristiyan bayramında gettoyu terk edemezlerdi. Judengasse akıl almaz ölçüde sıkışık bir yerdi. 400 metre uzunluğunda olmasına karşın genişliği üç buçuk metreden fazla değildi, hatta yer yer üç metrenin altındaydı. Yahudiler sürekli baskı ve denetim altında yaşıyorlardı. Her yıl en fazla iki yeni aile gettoya kabul ediliyor, en fazla 12 Yahudi çift evlenebiliyordu ve bu ancak ikisi de 25 yaşın üstündeyseler mümkün olabiliyordu. Yahudiler tarla süremiyor ayrıca silah, baharat, şarap ya da tahıl ticareti yapamıyordu. 1726’ya kadar belirli işaretler taşımaları gereki

Mustafa Kemal Paşa'nın Libya Deneyimi ve Kısa Notlarla Sunusiler

Resim
Mustafa Kemal’in İtalyan işgali dolayısıyla bir avuç genç subay arkadaşlarıyla oradaki direnişi desteklemek ve yönetmek için oralara gitmesi hepimizin bildiği bir gerçek fakat 1909 tarihinde 2. Meşrutiyet devriminden sonra sıkıntıya düştüğü bazı ittihatçı arkadaşlarının tertibiyle 5 ay süren ilk gidişini pek fazla bilmiyoruz. 1909 Eylül’ündeki ilk gidişi sırasında Mustafa Kemal, Libya’da Meşutiyet devriminden memnun olmayan kendi başına buyruk davranmaya başlayan yerel derebeyleri ve onlara boyun eğen Osmanlı bürokratlarına karşı yeni rejimin otoritesini temsil, icra ve egemen kılma savaşı vermişti. Kısa süre sonra bütün bu oyunlara karşı başarılı savaşlar vermiş ve başarılı da olmuştu. Mustafa Kemal’in Libya’ya 2.kez gelişi 1911 Eylül ayında İtalyanların Afrika’da bu son Osmanlı ülkesine saldırması üzerine oldu. Meşrutiyet sonrası iç politika çekişmeleriyle uğraşan Osmanlı yönetimi çeşitli haberler almasına rağmen İtalyanlar karşısında önlem almamış, oradaki bir süvari alayını

1894 Birinci Sasun Ermeni İsyanı

Resim
İstanbul’daki Kumkapı gösterisinin organizatörlerinden olan Mihran Damadyan, İstanbul’dan Atina’ya kaçmış, 1891 Temmuz’unda Atina nümayişinden sonra Türkiye’ye geçerek Sasun’a gelmiş ve burada bir çete kurarak halkı isyana teşvike başlamıştı. Damadyan çetesi 1892 Aralık ayında Muş’un Avzim köyüne yaptığı bir baskında İshak Çavuş adında bir Türk’ü sokak ortasında öldürmüşler ve kaçmışlardı. Bu olayı takiben jandarma çetenin peşine düşmüştü. 1893 yılında çete adedinin arttığı ordu komutanlarınca İstanbul’a bildiriyordu. Ermeni çeteleri 1893 Haziran’ında Hayanlı Aşiretinden bir kişiyi öldürdüler. Bunun üzerine Behranlı ve Hayanlı aşiretleri intikam almak üzere Taluri’ye saldırdılar. Her iki taraftanda bir kaç kişi öldü. Ancak Ermeniler daha iyi organize oldukları için aşiretler çekildiler. Olayın duyulması üzerine bölgeye asker gönderilip duruma hakim olundu. Aynı yıl ki çete faaliyetinde Damadyan yaralanarak ele geçirildi ve İstanbul’a gönderildi. İstanbul’da ki sorgusunun ardınd