A Abrul : Nisan Abuş : Şapşal Accuk : Azıcık Aclanmak : Acıkmak Adref : Etraf Afkurmak : Havlamak Ağanamak : İnlemek Ağarlamak : Ağırlamak Ağıl : Küçükbaş hayvan ahırı Ağırşak : Eğerceğin yuvarlak parçası Ağrı : -den doğru anlamında bir edat (Örneğin; Haurdan ağrı gel yani oradan beri gel) Ağuşuk : Yarı açık Ahaca : İşte burada Akak : Ormanda artık suyu olmayan, dibi taş, eski su yolu Akınmak : Kaymak Akunduruk : Çamsakızı, Reçine Akunduz : Yaylalarda yetişen otsu gövdeli, geniş yapraklı, dalsız bitki Alaf : Hayvana verilen bitki demeti Alamuk : Yağmurdan sonra güneşin bulutların arasından tesirli bir şekilde vurması Alemeşkere : Alenen, insanlar görecek-duyacak şekilde Allahu : AlemAllah bilir (tahminlerde kullanılır) Andır : İşe yaramaz, fena, kötü Andır galsın : Yerin dibine geçsin Angaz : Büyük, ağır ve hantal eşya Anlak : Meydan Annaklamak : Gözlemek, bakmak Angıramak : Avazı çıktığı kadar bağırmak, Eşeğin anırması Aranko : Boş boş...
Yorumlar
Yorum Gönder