Kayıtlar

Şubat, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Osmanlı'nın Metrik Sistemle İmtihanı

Resim
Osmanlı klasik döneminde, yani modernleşme öncesinde, Osmanlı toprakları geniş bir coğrafyayı kapsadığından her bölgede örneğin Mısır’da, Suriye’de, Irak’ta veya Balkanlar’da birbirinden farklı ölçü birimleri kullanılıyordu. Ancak bu ölçüler kendi içlerinde uyumlu olduklarından Osmanlılar bunların kullanılmasına karışmıyordu. Kahire, Girit veya İstanbul’daki arşının uzunluğunun farklı olduğunu biliyorlar ama anlaşılan payitaht geleneksel ölçü sistemini bozmak istemiyordu. Bir ara, İstanbul arşınının “standart arşın” olarak benimsenmesi gündeme gelmiş fakat uygulama imkanı bulunamamıştı. Avrupa ile ticari ilişkiler gelişince birtakım sorunlar ortaya çıkmıştı. Ticarette kolaylık sağlamak amacıyla ve modernleşme arzusunun da etkisiyle 19.yüzyılın ikinci yarısında Avrupa’da yaygınlaşan metre sistemini benimsenmeye başlanmıştı. 1869 yılında Ölçüler ve Tartılar Kanunnamesi çıkarılarak metre sistemi, Osmanlı devletinin resmi ölçü ve tartı sistemi olarak kabul edilmişti. Ancak kanunun çı

100 Yıllık Musul Sorununun Aşamaları

Resim
Musul vilayeti 20. yüzyıla kadar Osmanlı topraklarını paylaşma yarışındaki sömürgeci devletlerin ilgisini çekmemiş bir bölgeydi. 1.Dünya Savaşı sırasında Musul bölgesiyle tek ilgilenen İngiltere olmuştur. Müttefiki Fransa’nın özellikle kültürel kurumlarıyla etkili olduğu Suriye/Lübnan bölgesini hedeflediğini bilen İngiltere, paylaşım projesi olan “Skyes-Picot” anlaşmasında, Adana ve Diyarbakır’ın yanı sıra Musul ve Kerkük bölgelerini de onlara bırakmış görünüyordu. Oysa savaşta bu bölgelerde Fransız ordularının bir eylemi yoktu. Buna karşılık Hicaz’da başlayan Arap ayaklanmasının da yardımıyla İngiltere Kudüs’ü, Şam’ı ve Halep’i ele geçirdiği gibi, Bağdat’ı da işgal etmiş, Musul’a 170 kilometre mesafedeki Kerkük’e varmıştı. Dikkati çeken, 30 Ekim 1918’de Rauf Orbay’ın imzaladığı Mondros Anlaşması’nda mütareke sınırını ve de birliklerin ileri gitmesini engelleyici bir maddenin bulunmamasıdır. Toros Dağları’ndaki tünellerin İngilizlerce işgalinin kabulünün anlaşmada bulunması başka ta

Türk Lirasında Yaşanan Artışın Nedenleri

Resim
Geçtiğimiz haftadan başlamak üzere Türk Lirasının ciddi oranda değer kazandığını görüyoruz. Bunun yansıması olarak da 3.80 seviyesinde olan doların Türk Lirası karşısındaki değeri haftayı 3.63 TL olarak kapattı. Peki kırılgan beşli içerisinde parasında en fazla değer kaybı yaşayan Türk Lirası nasıl son haftada değer kazandı? Donald Trump yemin edip başa geçtikten sonra Amerikan Doları kazandıklarını geri vermeye yani  tüm para birimlerine karşı değer kaybetmeye başladı. 9 kasım 2016 günü yeni Amerikan Başkanı Donald Trump’ın seçilmesinin ardından ivme kazanan Dolar geçtiğimiz hafta bir anda sert bir düşüşle değer kaybetti. Fed’in faiz artırımı yapmamasının bu durumu tetiklediğini söyleyebiliriz. Diğer bir gelişme ise Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının ilk başlarda sadece izlediği ve herhangi bir müdahalede bulunmadığı kur artışı karşısında aktif bir müdahaleye girişmesiydi. Bu müdahale elbette biraz gecikti ve Amerikan Dolarının frenleme aşaması sekteye uğradı. Buradaki neden