Kayıtlar

Ağustos, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Orta Asya Coğrafyasında Kızıl Ordu'ya Karşı Basmacı Hareketi 1917-1931

Resim
Basmacı Ayaklanması, Sovyet yönetimine karşı Orta Asya coğrafyasında 1917 yılında başlayan ve aralıklarla 1931 yılına kadar süren ayaklanma hareketidir. Ayaklanmanın “Basmacı” olarak nitelendirilmesi, Rusların “Basmak” ve “Baskın” kelimelerini kullanmaları oldu. Fakat bu harekat Türkistan coğrafyasının genelinde “Korbaşılar Hareketi” olarak adlandırılır. Bu ayaklanmanın kökenlerini Çarlık Rusya’sı oluşturdu diyebiliriz. Çarlık döneminde Türkmenistan, Başkurdistan ve Kırım topraklarında Rus kolonizatörlere karşı saldırı ve soygunlar düzenleyen çetelerde artış meydana geldi. Bu çetelere Başkırtlar Ayyar, Türkmenler ise Basmacı (Baskın’dan geliyor) adını vermişlerdi. 1917 Sovyet Devrimi ardından Türkmenisan Fergana Vadisi’nde Ruslara karşı siyasal amaçlı örgütlere de “Basmacı” adı verilmişti. 1917 devrimi esnasında Fergana’da Mehmet Emin Bey, Hokand vilayetinde Kiçkine Ergeş liderliğinde bağımsızlık yanlısı Basmacı çeteleri örgütlendi. Bolşevikler Şubat 1918’de Hokand’ı ele geçiri

1909 Adana Ermeni Olayları ve Cemal Paşa

Resim
1909 yılı başlarında Adana’da herkesin ağzında dolaşan dedikodular, yakında Ermenilerin ayaklanarak Türkleri mahvedecekleri ve bu vesile ile şehrin Avrupa donanması tarafından işgaline ve sonra da Ermenistan’ınn kurulmasını temin edeceklerine dair gelişmelerdi. Türkler bu dedikodulara o kadar inanmışlardı ki, hatta esnaftan bazılarının ailelerini emin bir yerlere göndermeye kalktıkları bile olmuştu. 1909 yılı Nisan ayında tarafların ilişkileri o kadar gerginleşmişti ki, akşamdan sabaha halkın birbiri üzerine saldıracaklarına dair artık kimsenin şüphesi kalmamıştı. Nisan ayının 14. gününde Monsenyör Muşeg’in emriyle öncelikle Ermeniler tarafından başlayan tecavüzlerle Adana Olayı başladı. Adana Ermeni Piskoposu Monsenyör Muşeg Adana, Tarsus, Hamidiye, Misis, Erzin, Dörtyol, Azizli gibi Ermenilerin çok olduğu yerlerde katliamlar başlamıştı.  Şehir merkezinde yetersiz olan hükümet, imparatorluğa katılan bölgelerde İslam’ın tecavüze uğramaması için umumi ayaklan

Beyaz Rusların İstanbul'a Gelişleri ve İstanbul Gündelik Yaşamına Etkileri (1917-1932)

Resim
Sayıları 3 milyonu aşan Suriyelilerle dünyada en çok mülteci barındıran ülke haline geldiğimiz şu günlerde, bundan tam 100 yıl önce Anadolu toprakları aynı rakam ve entelektüel birikim olmasa da yine mültecilere ev sahipliği yapmıştı. İ stanbul, 1917 Rus devriminin hemen ardından yeni kurulan Komünist rejiminden kaçan Rusların sığınağı haline gelmişti. O tarihte bolşeviklere “Kızıl Ordu”, Çar’ın ordusuna ise “Beyaz Ordu” denildiği için gelen mültecilere de “Beyaz Rus” denilmekteydi. Beyaz Rusların Avrupa ülkeleri yerine İstanbul’u tercih etme nedenleri, Avrupa ülkelerinin kısıtlayıcı katı kurallarıydı. 1917 yılıyla birlikte yavaş yavaş gelmeye başlayan Rus mülteciler, 1919 yılı itibariyle soyluların, yenilgilerin artmasıyla 1920 itibariyle her rütbeden Beyaz Ordu mensuplarının geldiği bir yer halini aldı. Peki Beyaz Ruslar, İstanbul’da ne gibi bir değişime sahne oldular?       Osmanlı kadınlarının peçe yerine Rus kadınlar gibi tülbent ve türban sarmaları bu döneme r

2009 Kuzey Kore Para Reformu ve Amerikan Ambargosu (2009 North Korea Money Reform and American Embargo)

Resim
Kasım 2009’da Kuzey Kore hükümeti iktisatçıların para reformu olarak adlandırdıkları bir uygulama başlattı. Bu tür reformların nedeni genellile şiddetli enflasyon dönemleridir. Ocak 1960’ta Fransa’da gerçekleştirilen bir para reformu tedavüldeki frangın 100 katına karşılık gelen yeni bir frangı uygulamaya koydu. Eski franklar tedavülde kaldı hatta yeni frangın değerinde değişiklik oldukça insanlar fiyat vermek için eski frangı kullandı. Sonunda  Fransa Euroya geçince Ocak 2002‘de eski franklar tedavülden kaldırıldı. Kuzey Kore reformu görünüşte Fransa’dakiyle benzerlik taşımaktaydı. 1960 Fransa’sında olduğu gibi Kuzey Kore hükümeti de paradan iki sıfır atmaya karar verdi. 100 eski won (Kuzey Kore para birimi), artık yeni bir wona karşılık geliyordu. Bireyler eski paralarını getirip yeni basılmış paralarla değiştirebileceklerdi fakat Fransa örneğindeki gibi 42 yılda değil sadece bir haftada bu işlem yapılacaktı. Sonra meselenin iç yüzü anlaşıldı. Hükümet kimsenin 100 bin wondan