Kayıtlar

Şubat, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hain mi, Kahraman mı?: Çerkez Ethem'in Hayatı ve İstiklal Harbindeki Rolü

Resim
Çerkez Ethem nam-ı diğer Çakır, 1886 yılında Balıkesir iline bağlı Emreköy’de doğdu. Ailesi Kafkasya’dan Anadolu’ya göçen Çerkez boylarının Sapsığ oymağından idi. Babası Ali Bey o zamanın şartlarına göre ekonomik durumu oldukça iyi bir ziraatçiydi. Çerkez Ethem’in babası Ali Bey, İttihat ve Terakki cemiyetiyle yakın ilişkileri olan birisiydi. Ethem’in 4 ağabeyi olup bunlarsan 2’si Balkan Savaşlarında şehit düşmüşlerdir. Diğer iki ağabeyi ise askerdir. Babası Ali Bey, Çerkez Ethem’in yanında kalmasını istese de Ethem, 1 9 yaşında İstanbul’a kaçarak Bakırköy Zabıta Mektebine kaydolur. Burayı birincilikle bitirerek Başçavuş olur. Daha sonra Teğmen rütbesine yükselerek Balkan Savaşına katılır ve Bulgar cephesinde yaralanır. Resmiyette askerlik serüveni burada noktalanır zira bundan sonraki askerlik serüveni gayri resmi olarak devam edecektir. 1.Dünya Savaşı devam ederken Ethem, ağabeyi emekli Yüzbaşı Reşit Bey ile beraber o dönem yeni kurulan Osmanlı’nın ilk gizli haber alma teşki

Keykavus'tan Gagavuza: Gagavuz Türklerinin Hristiyanlaşma Hikayesi

Resim
Sultan II.İzzeddin Keykavus başkent Konya’nın yanı sıra Kubadabad sarayında ve Antalya’da yaşamıştır (1260). Sultan, Moğollarla yaptığı antlaşmayı güvence sayarak kendini garanti altında hissetmiş ve eski eğlence hayatına tekrar dönüş yapmıştır. Devletin içine düştüğü borç batağı ve Moğollara yıllık ödenmesi gereken vergileri bir kenara bırakarak çevresindeki eğlence gruplarıyla gününü gün etme yoluna gitmiştir. Sultan,o sıralarda beylerbeyliğine gelen dayısı olan Kondistabl Rumi’nin etkisi altında kalmıştı. Sultan II.İzzeddin Keykavus’un ikamet ettiği başkent Konya’da, devlet adamları ve halkın devlet işlerine yönelik baskıları olduğu için Kondistabl ve etrafındaki eğlence grupları daha rahat hareket edebilmek için, onu Antalya ile Konya arasında Beyşehir gölü yakınlarında bulunan Kubadabad sarayına gitmeye ikna etmişlerdi. Sultan, hükümdarlığının son dönemlerini burada geçirmişti. 1261’de değerli armağanlarla Hülagu’ya gitmek üzere yola çıkan Sultan, Alıncak Noyan’ın kalabalık

1936-1939 İspanya İç Savaşı (1936-1939 Spanish Civil War)

Resim
İspanya İç Savaşıyla birlikte İspanya, Birinci Dünya Savaşının ön hazırlığı nasıl Bosna’da yapıldıysa aynı misyonu kullanarak İkinci Dünya Savaşının hazırlığının yapıldığı ülke olarak bilinmektedir. Birinci Dünya Savaşı nasıl bloklar arası rekabetin doruğa çıktığı bir savaş olduysa İkinci Dünya Savaşı da aynı şekilde ama farklı isimlendirmelerle yani Faşizm-Komünizm arasındaki rekabetle ortaya çıkmıştı. İspanya İç Savaşını anlayabilmek için biraz daha geriye gitmek gerekiyor. Savaşın başladığı 1936’dan yaklaşık 34 yıl geriye yani 1902 yılına gidiyoruz. 1902 yılında İspanya tahtına henüz 16 yaşında olan 13.Alfonso geçti. Tahta geçtikten sonra öncesinde benimsemiş olduğu Anayasal Monarşinin etkisiyle yeni bir Anayasa getirdi. 1902-1923 yılları arasında hüküm süren imparatorun getirdiği bu anayasa İspanya’nın mevcut sorunlarına çözmemiş aksine ülkede ileride iç savaşa kadar götürebilecek iç huzursuzluğun başlangıcı olmuştu. 1.Dünya Savaşı ve sonrasında yaşanan ekonomik bunalımlarda

Türk Tarihinde Bir Kara Leke: 6-7 Eylül 1955 Olayları

Resim
Tarihler 6 Eylül 1955’i gösterdiğinde Türk demokrasi ve misafirperverliğine gölge düşürmek isteyen şer odakları harekete geçmişler ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin diğer şehirlerinde gayrimüslim –özellikle Türk Pasaportlu Rum Vatandaşları- vatandaşlara karşı belirli provakatif girişimlerle saldırılara başlamışlardı. Kıbrıs’ın kaynayan bir kazan olduğu ve Türk-Yunan-İngiliz hükümetlerinin Kıbrıs üzerine görüşmeler gerçekleştirdikleri sırada bu olayların yaşanması, hangi gücün olayları başlattığının kesin olarak bilinmemesine neden oluşturmaktadır. 6-7 Eylül tarihlerinin öncesine gidersek olayların gelişim sürecinde Kıbrıs başlı başına bir faktördür. İngilizlerin yavaş yavaş Kıbrıs’taki egemenliğini kaybetmesi, bölge üzerinde gittikçe artan Rum nüfuzu, adadaki Türkler üzerinde uygulanan baskılar, 1948 yılında Girit Adasının İtalyanlardan Yunanlılara geçmesi, Türk Kurtuluş Savaşının etkilerinin tazeliğini koruması, Yunanlıların Megalo İdea ve Enosis girişimleri, Türkiye’dek