Trump Sonrası Amerika ve Türkiye'de Ekonomi
Amerikan halkı 2008 yılında gerçekleşen Mortgage Krizi ile ciddi bir ekonomik darbe yedi. Bu darbeyi Amerikan Hükümeti bir takım bankaları batırmayarak çözmeye çalıştı. Diğer çözüm yöntemi ise vergileri artırmak ve para basmak şeklinde oldu. Fakat bu tip çözümler sadece sorunun ötelenmesini sağladı lakin halkta Obama hükümetine karşı bir nebze nefret oluştu.
Trump, Amerikan Başkanı olmadan önce halka bir takım vaatlerde bulunmuştu. Bu vaatler arasında devletin küçülmesi ve bürokrasinin azaltılması vardı. Trump ayrıca Amerikan Dolarının değerinin yüksek olduğunu ve diğer ülkelerin kendi para birimlerini değersizleştirerek Amerika’yı özellikle Çin cephesinden de değersiz mallar ile doldurulduğunun vurgusunu yaptı. Amerikanın diğer ülkelere mal satabilmesinin gerektiğini, gerekirse Dolar’ın değerinin düşmesi gerekliliğini de belirtti. Trump, Dolar’ın değer kaybetmesini istiyor çünkü Çin’in yaptıkları Trump’ı oldukça rahatsız ediyor. Çünkü Çin gerek Amerika’yı gerekse Dünya’nın geri kalanını kalitesiz ve 2.sınıf mallarla dolduruyor. Dolayısıyla Trump, Dolar’ın değerli olmasının karşısında yer alıyor.
Trump’ın seçmenleri Merkez Bankasını pek sevmiyor. Onlara göre Merkez Bankacılığı, devletin büyük eli olduğuna inanıyorlar. Eğer Trump seçim öncesi konuşmalarını bırakırsa (Hispanik ve Müslüman unsurları ülkeden kovma ve Meksika sınırına duvar örme) istikrar devam edebilir. Zira şimdilik durum stabil görünüyor ama belirsiz.
Trump, Amerika’nın altyapısı ile oldukça ilgili bir başkan. Seçim öncesi bunları da dile getirdi. Bunlar arasında yeni havalimanları ve yeni yolların yapımına başlaması yer alıyor. Bu yatırımların toplam bedeli ise 500 milyar dolar civarında olduğu tespit edildi. Bu olabilir bir yatırım ama bu yatırımlar gerçekleşirse ABD bütçe açığını büyütür çünkü harcamalar bütçeden sağlanacak ve haliyle borçluluk oranları da artacak. Trump’ın bu duruma önerisi ise harcama yapıldıkça ekonominin büyüyeceği ve böylece bütçe açığının da direk kapanacağı yönünde. Ayrıca vergi gelirlerini de düşüreceğini söylüyor. Burada tek mantıklı icraati vergilerin düşürülecek olması gibi gözüküyor.
Ekonomide hükümetler büyüme için iki tip uygulama yapılmaktadır.
- Vergi artırılarak toplanan vergilerin halka eşit yönde dağıtılacağı şeklinde. Sistem yüzlerce yıl uygulandı fakat sonuç her dönemde olumsuz oldu. Paralar toplandı ama halk bu paralardan pay alamadı ve hala da alamıyor. Örnek; Türkiye.
- Merkez Bankası eliyle parasal genişleme: Merkez Bankası bilançoları rekor seviyelere çıksın ve büyüme bu şekilde gerçekleşsin. Mesela geçmiş yıllardaki büyüme %5 idi fakat borçlanma oranı %15 yani bu durumda olumsuz.
Bu duruma alternatif ise vergi gelirlerini düşürmek ve ekonomi ile halka rahatlama sunmak kalıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde vergi gelirleri de en az ülkemiz kadar yüksek. Mesela bir şirket 100 Dolar kazansa hem kazandığı paradan vergi kesiliyor hemde geri kalan paradan temettü (Kar payı) dağıtırsa birde ondan vergi veriliyor.
Trump’ın oluşturduğu politikaların ülkemize yansıması ise 2 şekilde ortaya çıkabilir.
- Ortadoğu’daki kaos ortamında Amerika ciddi paralar harcadı. Geriye gelen ise birşey olmadığı için askerlerin bölgeden çekilmesi gündeme gelebilir. Amerika’nın bir bölgeden çekilmesi o bölge için istikrar sağlayacağını düşünürsek ülkemiz açısından iyi bir tablo olabilir.
- 2017 yılı içerisinde FED, 4 defa faiz artırımının sinyalini verdi fakat Çin borsalarındaki çalkantılar nedeniyle ilk artırımı yapmadı. Piyasalar biraz toparlanmakla birlikte diğer artırımların olmaması Türkiye’nin işine yarayabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder