Bir Katliamın Anatomisi : 1980 - 1988 İran - Irak Savaşı ve Halepçe Katliamı

 

1980 yılında Ortadoğu’nun iki büyük gücü olan Irak ve İran arasında yaklaşık 8 yıl sürecek fakat kazananın olmayacağı bir savaş başlamıştı. Savaşın başlamasının akabinde Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Celal Talabani yönetimindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) güçlerini birleştirerek merkezi Irak hükümetinin yani Bağdat’ın karşısında yer aldı. Kürt nüfusunun yoğun olarak yaşadığı bölgelerde etkili olan Peşmergeler kısa süre içerisinde Duhok, Erbil ve Süleymaniye kentlerinin bir bölümünü kontrol altına aldı. Bu esnada Peşmergeler, İran hükümetinden destek almaya hatta birlikte operasyon yapmaya başladı. Kürtlerin işbirliği sayesinde İran Ordusu, 1983 yılında daha güçlü saldırılara başlarken, Peşmergeler de Irak’ın iç kesimlerine saldırmaya başladı. Bu sebepten dolayı Irak lideri Saddam Hüseyin, Kürtleri ihanetle suçlarken, saldırılara karşı en ağır şekilde cezalandırma yapacağını beyan etti. 1986 yılında Irak ordusu Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde “El Enfal” isimli harekat başlattı. Birçok Kürt bölgesi sivil-asker ayırt etmeksizin bombalardan nasibini aldı. Bu operasyon neticesinde 180.000 insan hayatını kaybederken 2 milyon insan da çevre bölge ve ülkelere göç etmek zorunda kaldı.

Operasyon sırasında en çok zarar gören aşiret ise “Barzani” aşireti oldu. Yaklaşık 8000 üyesi tutuklanan aşiretin birçok üyesi de işkenceye maruz kaldı. 500 kadar erkek de işkence sırasında öldü. Yapılan bu hava saldırıları ise İran’a karşı hiçbir şekilde etkili olmadı. Her iki taraf sürekli birbirlerinin hava sahalarını, askeri tesislerini ve rafinelerini bombalıyordu. Ancak karada iki ordu birbirlerine karşı üstünlük sağlayamıyordu. Ufak tefek sınır kazanımlarını saymazsak savaşın galibi olmamıştı. Zayiat kısmına gelecek olursak her iki taraf toplamda 500.000’er asker kaybetmiş ve yaklaşık 150 milyar dolarlık bir zarar oluşmuştu. O kadar ki Irak Ordusunda uçakları uçuracak pilot bile kalmamıştı. Saddam Hüseyin çevre ülkelerden para ile pilot kiralamaya başlamıştı.

1988 yılı başlarında Saddam Hüseyin devasa miktarlarda silah ve askeri teçhizat satın alarak İran’a büyük bir operasyon hazırlığına başladı. Amerikan gemileri de Basra’da Irak uçaklarının rahat bir şekilde İran’ı bombalaması için savunma gücü oluşturdu. İran bu saldırılarda çok sayıda insan kaybetti ve milyonlarca dolarlık zarara uğradı.

İran da misilleme olarak Süleymaniye şehrindeki Irak’ın en büyük elektrik tesisi olan Derbendihan Barajı ve Dukan Gölü’ndeki elektrik santralini ele geçirmeyi planladı. Bu misillemeyi ise Barzani ve Talabani güçleri olmadan yapmaları ise mümkün değildi.15 Mart 1988 sabahı İran hava komandoları, Peşmergelerin kontrol ettiği bölgelere indirme yaptı. Irak birlikleri ne olduğunun farkına varamadan ve yardım isteyemeden tamamen etkisiz hale getirildi. Bu başarısızlık Irak ordusuna yaklaşık 4000 askere, 113 tank ve 72 zırhlı aracın imha edilmesine mal oldu. Ayrıca birçok yerleşim yeri de İran’ın kontrolüne geçti. Saddam Hüseyin haberi alır almaz olaydan sorumlu olan birçok yüksek rütbeli subayı idam ettirdi. Ayrıca Saddam Hüseyin, Kürtlere karşı daha ağır bir saldırıya geçme planını da başlatmış oldu.

16 Mart 1988 günü Irak ordusuna bağlı uçaklar 60.000 nüfuslu Halepçe’yi yoğun bir şekilde bombalamaya başladı. Yıllardır bombalara alışık olan Halepçe halkı evlerine ve sığınaklara saklandı. Irak ordusunun bombalamadaki temel amacı ev ve işyerlerinin camlarını kırmak ve kırılan bu camlar neticesinde ikinci planlarını uygulamaktı. İkinci planda uçaklar hardal gazı, sarin gazı ve VX gazı gibi kimyasallarla bölgeyi bombalamaya başladı. Bu bombalama neticesinde ortaya beyaz ve sarı kesif bir koku yayılmaya başladı. Camları kırılan halk, direk olarak bu kokuya maruz kaldı. Elma kokusu gibi adlandırılan kokuya önce kimse anlam veremedi. Beyaz bulutların içine doğru koşan çocuklar genizlerinde hissettikleri bu koku sonucu teker teker düşmeye başladı. Gazın öncelikli etkisi deri yanığıydı. Daha sonra solunum sistemi ile birlikte akciğerler zarar görüyor ve sinir sisteminin bloklanması sonucu insanlar bulundukları yerde ölüyordu.

17 Mart 1988 tarihine kadar devam eden bu saldırılarda çoğu kadın ve çocuk 5000 kişi hayatını kaybederken 15.000 kişi de yaralandı. Saldırı sadece sivil halkı değil İran birliklerini de etkileyerek, ilerlemelerini durdurdu.

Operasyonun devamında 2 Nisan 1988 yılında Süleymaniye kentinin bazı kesimlerine de zehirli gaz saldırılarında bulunuldu. Bu saldırılarda birçok sivil halk ile beraber Peşmerge ve İran ordusu da zarar gördü.

7-20 Nisan 1988 tarihinde Germiyan Mülteci Kampını hedef alan saldırılarda ise onlarca kadın ve çocuk hayatını kaybederken kamp tamamen etkisiz hale getirildi. İlerleyen tarihlerde birçok Kürt yerleşim yeri de bombalamalardan nasibini aldı. Canını kurtarmak isteyen insanlar Türkiye’ye doğru kaçmaya başladı. Yaklaşık 36 bin Kürt vatandaşı Türkiye’ye sığındı. Sığınamayan insanlar ise Irak ordusu tarafından öldürüldü.

Bombalama neticesinde İran, barış görüşmelerine başladı. 8 yıl süren bu savaş sonucunda yaklaşık 1 milyon kişi öldü ve 2 milyon kişinin evlerini terk etti.

Kaynakça : 

https://1997-2001.state.gov/briefings/statements/1998/ps980316a.html

https://www.europarl.europa.eu/meetdocs/2009_2014/documents/d-iq/dv/03_kurdishgenocidesofanfalandhalabja_/03_kurdishgenocidesofanfalandhalabja_en.pdf



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kanal Cephesi Harekatı-1

İyonize Olmayan Radyasyon Kaynakları: Biyolojik Etkileri

19.Yüzyıl Sırp ve Yunan İsyanları