Bir Küçük Yemen Meselesi - 1500'lerden 2000'lere Yemen ve İç Savaş Tarihi...

 


Eski çağlarda Antik Yunan ve Romalı coğrafyacılar tarafından ‘ArabiaFelix’ yani ‘Mesut Arabistan’ olarak adlandırılan Yemen, bugün pek de mesut olarak görünmüyor. Suudi Arabistan ve İran arasındaki vekalet savaşlarının yaşandığı ülke, büyük bir dramla yüz yüze kalmış durumda. Açlık, yoksulluk ve sefalet kısacası tüm olumsuzluklar ülke üzerine hakim bir vaziyette. Peki Arap coğrafyasının bu mesut ülkesi nasıl bu hale geldi.

Genel Bilgi

Yemen’in, coğrafi olarak aslında büyük bir potansiyeli var. Sıcak bir iklime, 1900 km’lik bir sahil şeridine, yüksek turizm potansiyeline ve yoğun balıkçılık alanlarına sahip fakat bunların hiçbirini tam anlamıyla kullanamıyor. Ayrıca Yemen, karşı komşusu Etiyopya ile beraber kahve üretiminde de yüksek potansiyele sahip. Kahvenin kökenleri 1500’lü yıllarda Osmanlı tarafından Yemen’den İstanbul’a getirilmiş ve buradan tüm dünyaya yayılmış. Yemen bu avantajlarının yanında dünya ticaret rotalarının üzerinde konumlanmış bir ülke. Üretimin yoğun olduğu Asya-Pasifik bölgesinden çıkıp, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa’ya giden gemiler ‘Babülmendep’ isimli ve bir kıyısı Yemen diğer kıyısı Cibuti’ye bağlı boğazdan geçiyor. Ayrıca henüz keşfedilmemiş olsa da ülkede altın ve petrol rezervlerinin de mevcut olduğu söyleniyor.

Kısa Bir Tarih

Yemen, Osmanlı’nın en uç bölgesinde yer alan coğrafi bir yapıya sahipti. Merkeze olan uzaklığı, arazinin dağlık oluşu ve halkının itaat altına alınmasının zorluğu Yemen’in geçmişte tam bir devlet halini almasını güçleştirmişti. 19 yy’da ise İngilizler, Hint sömürgeleri üzerinde yer alan Yemen’le yavaş yavaş ilgilenmeye başladı. 1839 tarihinde İngiltere, Aden şehrine asker çıkartarak Güney Yemen’i işgal etti. O tarihte Yemen bölgesinin hakimiyeti Zeydi İmamlarda idi. Bu yöneticilerden birisi olan İmam Yahya, daha önce Osmanlılara karşı ayaklansa da İngiliz işgali sonrası olsa gerek payitahta itaat etmişti. Öyle ki İngilizlerle antlaşmaya varmayarak Hicaz’da gerçekleşen Arap isyanına katılmadı. 1918 Kasım’da Osmanlı askerlerinin bölgeden ayrılmasıyla Yemen bağımsızlığını ilan etti. Osmanlı sonrası İngilizlerle temasa geçen İmam Yahya (1869-1948) kendi krallığını kurdu. İngilizler ise kurulan krallığını tanıyarak Güney Yemen’de hakimiyetlerine devam ettiler.

İngiliz Hakimiyeti ve Sonrası

Güney Yemen’in deniz şehri Aden hızla kalkınırken, kuzey Yemen’de sert yönetim ve ekonomik zorluklar nedeniyle isyanlar başladı ve İmam Yahya 1948’de damadı tarafından öldürüldü. 1950 yılından itibaren Mısır Cumhurbaşkanı Abdülnasır’ın Arap dünyasını etkileyen milliyetçi ideolojisi Kuzey Yemen’de de etkili olmaya başladı. 1962 yılında Kuzey Yemen’de imamlık yönetimine karşı ayaklanan cumhuriyet yanlıları Abdülnasır’dan yardım istedi. Bölgeye giden onlarca Mısır askeri sayesinde cumhuriyetçiler iç savaşı kazanarak monarşiye son verdi. Ardından Kuzey Yemen Arap Cumhuriyeti’nin kuruluşu ilan edildi. Komşu Güney Yemen’de, kuzey gibi iç isyanlar başlamıştı. Sömürgelerinden 1960’lar itibariyle ayrılan İngiltere sayesinde Güney Yemen 1967’de bağımsızlığını ilan etti. Burada Sovyet Yemen Güney Halk Cumhuriyeti kuruldu. 1990 yılında her iki Yemen birleşerek başkenti Sana olan Yemen Cumhuriyeti kuruldu. Birleşmenin temelinde Kuzey ve Güney’in hegemonyalarını birbirlerine karşı kullanması yatıyordu. Nitekim 1994 seçimlerinde Kuzeyli partilerin çoğunluğu sağlaması ve Güney’in ayrılma çabaları sonucunda çıkan iç savaşta devlet başkanı Abdullah Salih komutasındaki kuvvetler, ayrılıkçıları yenmeyi başardı. Devlet başkanı Abdullah Salih’in bu esnada adam kayırma ve nepotik faaliyetleri tepki çekmeye başlamıştı. Bununla birlikte fakir olan Yemen, dış ülkelerden de yardım alıyordu fakat bu yardımlar halka değil kabile ve devlet erkanına gidiyordu. Çünkü devlet başkanı Salih’in görevde kalması ve iç savaş çıkmaması kabilelere dağıtılacak paralar sayesinde gerçekleşecekti. Dağıtılan bu paralar kabileleri oldukça güçlendirmişti.

1980’lerde Suud’ların Yemen’in kuzeyinde selefiliği yayma çalışmalarına karşı bölgenin yerlileri olan Zeydiler, İran’da eğitim alan Hüseyin Husi’nin çevresinde toplanmaya başladı. Böylece kendisine yüzlerce taraftar toplayan Husi harekatı başlamış oldu. 2003 yılında ABD’nin Irak’a saldırısı sonrası Hüseyin Husi, devlet başkanı Abdullah Salih’i Amerikancı olmakla suçlayarak Yemen’de isyan başlattı.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kanal Cephesi Harekatı-1

İyonize Olmayan Radyasyon Kaynakları: Biyolojik Etkileri

19.Yüzyıl Sırp ve Yunan İsyanları