Waterloo Savaşı ve Savaş Öncesi Napolyon'un Siyasi Durumu


1789’da gerçekleşen Fransız İhtilali sonucunda Fransızlar oldukça gururlanmış ve milliyetçilik duyguları kabarmıştı. Aynı zamanda bu olay Avrupa’nın geri kalanında da endişe yaratmıştı. Çünkü Avrupa ülkeleri monarşiyle yönetiliyordu ve hiçbiri krallıklarından vazgeçmek istemiyorlardı. Bu yüzden devrim dönemi boyunca Avrupa’nın geri kalanıyla birkaç savaş yaşanmıştı. Devrimci Fransa’nın o zamanlar yaptığı savaşlarda Fransız devrim savaşlarıydı. Bu süre boyunca Napolyon, Fransa’nın hatta Avrupa’nın en iyi askeri önderi olmasıyla ünlenmişti yani Napolyon Fransa’da kahraman olarak görülen bir figürdü. 1799’dan önce birkaç kişiyle birlikte askeri darbe sonucu başa geçti. Daha sonra 1804’e kadar bir şekilde üstünlük sağlayıp kendini imparator ilan etti. Daha sonraki süreçte imparatorluğu genişletmeye çalıştı.

1814 yılında sürgüne gönderilen Napolyon, Elba Adasına 10 aydan daha kısa bir süre kaldı. Ona bu adanın hakimiyetini vermişlerdi ama istediği bu değildi. Bunun ötesinde Napolyon hırslı biriydi. Fransa’da o dönemde olanlardan haberi vardı. Asilzadelik geri dönmüş, 18.Louis onun yerine getirilmişti. Eski ordu askerlerine iyi davranılmıyorlardı. Bu da Napolyon’un tekrar başa geçebileceğini düşünmesine neden olmuştu. Üstelik Fransa İmparatorluğu sınırları daralmış ve eski haline dönmüştü. Bu durum Fransa’da birçok kişinin onurunu kırdı. Bu yüzden Napolyon yapabileceği birşeyler olduğunu düşünmeye başladı. Ayrıca onu Elba Adasında bırakmayacaklarına dair duyumlar alıyordu çünkü o Napolyondu, onun geri dönmesinden korkuyorlardı. Onu daha uzak bir yerlere sürgüne gönderebilirlerdi. Ya da ona bir suikast girişiminde bulunabilirlerdi. Yaratıcılığı ile Napolyon, Elba Adasından kaçmayı başararak Fransa’nın güney kıyılarına ulaştı. Fransız yetkililer bundan haberdar olarak orduyu çarpışmayı için Güney kıyılarına gönderdiler. Napolyon onları gördüğünde atından inip tamamen silahsız bir şekilde onların üzerine yürüyerek şöyle dedi: “ Hadi durmayın imparatorunuza ateş edin.”

Onlarda bu sözleri duyduktan sonra Napolyon’u destekledş ve Napolyon kendisini yakalamak için gönderilen orduyu kontrol altına alarak Paris’e doğru yürüdü. 18.Louis, Napolyon’un Paris’e geldiğini haber alınca hemen kaçtı. Mart 1815’ten önce Napolyon, Paris’i ele geçirdi. Bu da yüz gün adlı dönemin başlamasına neden oldu. Aslında bu dönem 111 gün sürdü fakat kulağa hoş gelmediği için yüz gün olarak adlandırıldı. Bu yüz onbir gün 1815 Mart – Temmuz arasındaki dönemdir.
Napolyon Paris’e ulaşmadan haberler her yere yayıldı. Geri dönen Napolyon’un geliş haberi düşmanlarınca iyi karşılanmadı. Geliş haberini iyi karşılamayacaklarını ve koalisyon kurup Napolyon’u durduracaklarını söylediler. Napolyon, Paris’e girdiğinde önünde iki seçenek vardı.
  1.   1. Müttefiklerin örgütlenip yeniden saldırmasını beklemek
  2.   .   Kendi atağa geçip toparlanmalarına fırsat vermeden onlara saldırmak

Yapabileceği en iyi şey ikinci durumdu. Koalisyonu oluşturan İngiltere, Prusya ve Belçika’nın peşine düştü. Kesin zaferle ayrıldığı savaşların yaşandığı bu bölgedeki en belirleyici savaş Waterloo olmuştu. Bu savaş tarihteki en ünlü savaşlardan biridir. Bunun bir sebebi de belki bu savaşı anlatan “Abba” grubunun şarkısıdır. Napolyon bu savaşta toplam 80.000 askere sahipti. Diğer cephede 120-130.000 asker vardı. Ölü, yaralı ve kayıp rakamı ise toplam da 40.000 civarı oldu. Napolyon bu savaşı kaybetmişti. Tarihçilere göre Napolyon zemin durumunu göz önüne alıp iyi hamleler yapmıştı. Toprak, hava olaylarından kaynaklı çamurluydu ve saldırı için iyi değildi. Savunma adına daha iyi bir durum oluşturuyordu. Napolyon aslında 7.Koalisyon tam gücüne kavuşma fırsatı elde etmeden önce bu parça halindeki orduları yok etmeye çalışıyordu. Ancak Waterloo’da kaybetmişti. Daha sonradan birkaç çatışma olsa da Fransızlar Paris’e geri çekildiler.


Olacakları öngören Napolyon Prusyalılar tarafından yakalanırsa öldürüleceğini biliyordu. Realist bir insandı. Bu yüzden İngilizlere sığındı. Onlarda Napolyon’u St.Helena Adasına sürgün ettiler. Bu Napolyon’un sürgüne gitmeye korktuğu uzak adalardan biriydi. Ada, Afrika’nın güneybatı kıyılarında yer alıyordu. Napolyon, Elba’dakinden daha kötü bir durum yaşadı. 1821 yılında da hayatını kaybetti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kanal Cephesi Harekatı-1

İyonize Olmayan Radyasyon Kaynakları: Biyolojik Etkileri

19.Yüzyıl Sırp ve Yunan İsyanları