19.Yüzyıl Sırp ve Yunan İsyanları
Osmanlı’nın en uzun
dönemi olan 19. Yüzyıl içerisinde milliyetçili akımından direkt olarak
etkilenmeye başladı. Bu akımdan en çok etkilenen 2 millet ise Sırplar ve
Yunanlılar oldu. Öncelikle Sırp isyanına bakmakta fayda var. Sırp isyanının
nedenleri;
- Fransız ihtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik akımları
- Rusya başta olmak üzere Avusturya ve Fransa’nın kışkırtmacı politikaları. ( Buna Panslavizm politikası denmektedir. Ruslar tarafından ortaya atılan Panslavizm Politikası ile balkan milletleri tek bir çatı altında toplanmak istenmiştir.)
- Osmanlı Devleti’nin bu bölgede Avusturya ve Rusya ile yaptığı savaşların bölgeye zarar vermesi
- Bölgede bulunan yeniçerilerin halka kötü davranması
- Osmanlı merkezi otoritesi ve toprak sisteminin bozulması ve bölge halkının devlete olan güveninin sarsılması
- · 1804 yılında Kara Yorgi önderliğinde ayaklandılar.
- · Bu ayaklanmalar aralıklı olarak 1878 yılına kadar sürdü. (Sırpların tamamen bağımsızlıklarını kazanması, 1878 Berlin Antlaşması ile gerçekleşmiştir.)
- · 1804-1878 arasında birçok defa ayaklanma yaşandı. Bir takım haklar elde ederek ilerleme sağlandı.
- · 1812 yılında Rusya ile yapılan savaş sonunda imzalanan Bükreş Antlaşması ile Sırplara bazı ayrıcalıklar verildi. Ancak bu ayrıcalıklar 1813 yılında Osmanlı Devleti tarafından kaldırılmak istenmiştir.
- · 1829 yılında Yunan isyanının sonuçlandığı Edirne Antlaşması ile Eflak-Boğdan ve Sırbistan’a özerklik verilmiştir.
· Sırpların bu anlamda bağımsızlık yolunda
önemli haklar elde etmesi, özellikle Bükreş Antlaşması sayesinde olmuştur
diyebiliriz.
Bir diğer isyan ise
Osmanlı’nın en sıkıntı yaşadığı isyan olan Yunan İsyanı’dır. Bu isyanın ortaya
çıkma nedenlerini ise;
- · Fransız İhtilali’nin getirdiği milliyetçilik akımı
- · Eflak bölgesinde çıkan ayaklanmaların Mora’da yaşayan Rumlara cesaret vermesi
- · Rusya’nın Ortodoks birliğini kurma çabası nedeniyle Yunanlıları desteklemesi
- · Ticaret yaparak zenginleşen Yunan burjuvazisinin, Bizans İmparatorluğunu yeniden kurmak istemesi
- · Bu amaçla burjuvazinin örgütsel desteğiyle kurulan Filiki Eterya ve Etniki Eterya örgütlerinin çalışmaları (Burjuvazinin istekleri nedeniyle giderek aydınlanan kesimler Rum isyanına önemli katkılar sağlamıştır.)
- · Yanya Valisi Tepedelenli Ali Paşa’nın görevden alınması sonucunda isyan çıkması (Tepedelenli Ali Paşa bir ayandır ve Osmanlı yıllarca Ayanlar sayesinde bölgeyi kontrol altına almıştır.)
Yunan isyanının
gelişimine bakacak olursak; 1821 yılında Mora’da ilk isyan hareketleri başlamış
ve Osmanlı ordusu bu isyanı bastırmak için harekete geçmiştir. Fakat Yunanlılar
ilerleyerek Osmanlı ordusunu püskürtmeyi başardılar. Osmanlı Devleti bu isyanı
kendi başına bastıramayacağını anlayınca Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali
Paşa’dan yardım istedi. Kavalalı bu isteği geri çevirmedi elbette ancak bir
şartı vardı: İsyan bastırıldıktan sonra Mora ve Girit valiliklerini kendisine
istedi. II.Mahmut başka şansı olmadığı için bu isteği kabul etti.
Bir yandan Osmanlı
ordusunun çabaları, diğer taraftan Kavalalı’nın donanmasını bölgeye göndermesi
Osmanlı Devleti’nin isyanı bastırması konusunda yaptığı önemli adımlardır.
Fakat bu sırada İngiltere ve Rusya, Osmanlı’ya itiraz ederek Osmanlı’nın
bölgedeki askerleri çekmesini ve bölgedeki Rumlara bir takım haklar vermesini
talep ettiler. Osmanlı Devleti bunu reddedince gönderdikleri donanma ile 1827
yılında Osmanlı Donanmasını mağlubiyete uğrattılar. Buna biz “Navarin Bozgunu”
adını veriyoruz. Osmanlı, Navarin bozgununun yaralarını sarmaya çalışırken
diğer taraftan, Rusya ile karada sorun yaşamaya başladı. Rus ordusunun Edirne
üzerinden ilerlemesi, ayrıca Doğu Anadolutopraklarını işgale başlaması,
Osmanlı’yı ateş içerisinde bırakmıştı. Osmanlı bu çatışmalar karşısında fazla
dayanamayıp 1829 yılında Edirne Antlaşmasını imzaladı.
Yorumlar
Yorum Gönder