Kuzey Afrika'da Bir Nazi Çöl Tilkisi: Erwin Rommel

Erwin Johannes Eugen Rommel, 15 Kasım 1891 yılında Almanya’nı Stuttgart şehrinde doğdu. Tankların efendisi olarak adlandırılan Rommel, 2.Dünya Savaşı’nın Almanlar için en önemli iki cephesinde hüsrana uğramasına rağmen “Dünyamın en iyi komutanları” arasında yer almaktadır. Belki bunun sebebi biraz da insani yönlerinin fazla olması olarak nitelendirebilir. Mesela esir askerle su vermek için kendi askerlerinin su kaynağını azaltması gibi.
Rommel sıradışı bir adamdı. Zira Adolf Hitler’e bağlılık yemini etmeyen tek generaldi. Fakat bu adam Hitler’in en sevdiği ve güvendiği bir komutandı. Dönemin İngiltere Başbakanı Winston Churcill, Rommel için “Singapuru kaybettik ve Doğudaki topraklarımız elden gidiyor. Ama savaşın tüm karışıklığına rağmen şunu diyebilirim ki, en azından karşımızda Rommel gibi çok cesur ve yetenekli bir general var." demektedir. Ayrıca diğer Nazi komutanları Führer’e rapor verirken gerçekleri sakladıkları halde Rommel, olanları tüm gerçekleriyle Hitler’e söyleyebiliyordu. Düşman cephesindeki askerler tarafından ilahlaştırıldığı için de ismi yasaklanmıştı.
1912 yılında Piyade subayı olarak başlayan askerlik yaşamına başlayan (Rütbesi Teğmen) Rommel gerçek anlamda "asker" olarak doğmuş biri değil zira askerlik onun isteyeceği bir meslek değildi. Aslında mühendislik okumuş biri ve mesela 14 yaşında bir arkadaşıyla 1/1  ölçeğinde planör yapan birisi. Rommel, 124. Württemberg Piyade alayında yedek subay görevinde iken bir an önce sivil yaşama geri dönme düşüncesindeydi fakat ailesi tarafından askerliğin garanti bir iş olduğu düşüncesinden kaynaklı askerde kalmaya karar verdi ve nazilerein ordusunda kaldı. piyade subayı olarak 1912'de teğmen olarak görevine başlıyor.
1937 yılında orduda öğretmenlik yaparken “İnfanterie greift an” yani “Piyade hücumu”isimli bir kitap yayımladı. Kitabın ünü “Hitler”e kadar ulaştı ve bu sayede önce “Hitlerjugend” yani Hitler gençliği isimli ordunun eğitimine daha sonra da albay olarak Neustadt'daki savaş akademisi komutanlığına atandı. Bu kitabın devamında “panzer greift an” yani “tank hücumu” isimli kitaba başlasa da bitiremiyor ancak kitaba dair önçalışmalardan Hitler dahil herkesin haberi oldu ve ünü yayılmaya devam etti.
Rommel'in kitaplarından oldukça etkilenen Hitler, Rommel'i, kendisini koruyan özel birliğin başına getirdi ve Rommel artık adolf hitler'in en yakınında bulunan komutanlardan biri haline geldi.
1940 yılında Fransa ile savaş planları yapılıp harekata 3 ay varken Rommel, Hitler'in yakınında olduğu için özel bir istekte bulunarak bir tank tümeni yönetmek istediğini iletti. Hitler'de bu isteği geri çevirmeyerek kendisini Almanya 7. panzer tümeninin komutanı olarak atadı. 7. panzer Tümeni'nin kazandığı başarılar sonunda bu tümenden “Hayalet Tümeni” olarak bahsedilecektir.
Rommel, ilk taktik deneyimlerini Fransa'ya karşı bu tümende yapmıştır. Bu taktiğin tek bir şekli vardır. Hız ve şaşırtma yani yıldırım savaşı. Rommel, devamındaki savaşlarda da hız ve şaşkınlık etkisini ustaca kullanarak başarı sağlamıştır.
Rommel 1940 yılında 7.Panzer Tümeni ile birlikte Arras bölgesinde İngilizlerin saldırısını kolayca püskürtmeyi başarmış ve Manş denizine ulaşmıştır. Rommel o kadar hızlı hareket ediyordu ki, ordunun diğer piyade birimleri günler sonra panzer birliğine ulaşmıştı.
Rommel'in taktiklerinden bahsedecek olursak, “Yıldırım Savaşı” adını verdiği taktik içinde tanklara manevra yaptırıp bir yay çizdirerek her taraftan düşman mevzilerine girip hem onları şaşırtıyor, hem de toparlanıp saldırmalarına imkan vermeyecek düzeyde hızlı hareket ederek düşman mevzilerinin bir çoğunu ele geçirmiş oluyordu.
Fransız ve İngilizlere karşı kazandığı başarılar sonucunda terfi etti ve 15. panzer Tümeni'nin başına geçirildi. 15. panzer tümeni, daha sonra İtalya'ya yardım için Libya'ya gönderildi ve Rommel'in Afrika macerası da 15. panzer tümeni ile birlikte başladı.
Rommel’in özel hayatından bahsedecek olursak eşi Lucia Maria Rommel ile 17 yaşında iken tanıştılar ve 1916 yılında evlendiler. 1928 yılında ise bir oğulları dünyaya geldi. Manfred Rommel’e değinecek olursak 2013 yılında ölen Manfred, 1974 yılından 1996 yılına kadar Stuttgart belediye başkanı olarak görev yaptı. Nazi döneminden ve Nazi subaylarından nefret eden almanlar, Erwin Rommel'i öylesine sevip benimsediler ki, oğlunu da uzun süre siyasette desteklediler.
Görev yaptığı Tümen İtalya'ya yardım etmek için Afrika'da İngilizlerle çarpışmaya başladı. İngilizler Rommel gitmeden önce hem Almanya hem de İtalya kuvvetlerine büyük kayıplar verdirmişti. Bu yüzden Hitler, Rommel'e Afrikadaki ordularının savunmada kalması için bu görevi vermişti. Rommel gider gitmez toparladığı İtalyan ve az sayıdaki Alman askerleri ile İngilizlere karşı hücuma geçmiş ve onları bozguna uğratmıştı ve “çöl tilkisi” lakabını da bu yüzden alacaktı.
Afrika'daki zaferler üst üste gelmeye başladı ve İngilizler ordularında sürekli General değiştirmeye başlamıştı. En sonunda Rommel için bir hayli sıkıntı olan General Bernard Montgomery getirildi ve Afrika toprakları, iki efsane komutanın taktiklerine ve birbirine karşı üstünlük kurma çabalarına tanıklık etmeye başladı.
Bu iki general, birbirlerinin yapacakları hamleleri önceden tahmin etmeye çalışarak Afrika topraklarında resmen satranç oynamaya başlamışlardı. Örneğin, toz bulutu çıkarması için motorlar yaptırarak ordusunun daha fazla görünmesini sağlamaya çalışmıştı. Ancak bu sefer karşısında İngiliz komutan Bernard Montgomery vardı ve İngilizler, Alman ve İtalyan saldırılarını büyük kayıplar verdirerek geri püskürtüyorlardı. Savaşın Rommel için yolunda gitmemesinin nedenlerinden biri de ikmal sorunlarıydı. Yiyecek, içecek ve yakıt gibi ihtiyaçlar için Malta'dan yapılan lojistikte sorunlar yaşanıyordu.
Afrika'da 1. ve 2. Olarak yapılan El Alamein savaşları ise rommel ile montgomery arasındaki hamleleri ortaya çıkarmıştı. Rommel'in az sayıdaki ordusu ikmal sebepleri yaşasa dahi göğüs göğüse çarpışıyordu. Rommel'in “şeytanın bahçeleri” adını verdiği bir diğer dahiyane taktiği de El Alamein’de yaşanmıştı. Rommel, 2. El Alamein savaşından çekilirken vakit kazanmak için büyük bir bölgeyi mayınlattı. Elinde az sayıda mayın olmasına karşın, 1 mayın ve çevresine 10-15 konserve kutusu gömdürdü. İngilizler mayınları temizlerken, konserve kutularını da mayın sandıkları için oldukça zorlanıyorlardı. Rommel'in elinde yıpranmış ve az sayıda bir ordu, karşısında ise sayıca fazla İngiliz ve Amerikan kuvvetleri vardı. Ancak Rommel küçük birlikleriyle, özellikle Amerikan kuvvetlerine karşı çekilirken başarılı operasyonlar yapmıştı. Kasarin geçidindeki büyük çatışmada zaten küçük olan ordusu 1000 asker ve 20 tank kayıp verirken Amerikan ordusu 6.000 asker, 183 tank ve 200 top kayıp vermişti. Mussolini'nin, Afrika'daki savaşı kazanamayacağını anlayıp İtalyan askerleri geri çekmesiyle yalnız kalarak az sayıdaki ordusunu Tunus'a kadar geri çekti ve savaşı mağlup olarak bitirdi.
Tunus'tan Almanya'ya dönerek Führer'e rapor verdi. Hitler ise yenilgiyi kabul etmeyip Rommel’in yine Afrika’ya dönerek savaşa devam etmesini istiyordu. Rommel ise hiç bir Generalin yapamadığını yaparak Hitler'e Afrika savaşını kaybettiklerini yüzüne söyledi.
1943 yılında Afrika savaşından sonra Hitler tarafından Fransa kıyılarındaki orduların başına getirildi çünkü tüm müttefik kuvvetlerin Fransa kıyılarından saldırıya geçeceği biliniyordu. Rommel sahillere gittiğinde adeta şok olmuştu çünkü Hitler ve daha önceki generaller bu sahillerden çıkarma olmayacağını düşünerek hiçbir önlem almamış, çok geride “atlantik duvarı” adı verilen yapılara önem vermişlerdi. Rommel “atlantik duvarı” fikrini aptallık olarak gördüğü için, hemen sahillere direnç noktaları oluşturmaya başladı. Çünkü 2 yıldır hazırlık yapılan bölge harici sahillerde hiç bir hazırlık yapılmamıştı. Normandiya dahil Fransız sahilleri savunmasızdı ve İngilizlerin sahile çıktığı anda bir daha geri gönderilemeyeceklerini biliyordu. İlk iş olarak bütün sahilleri mayınlı bölgeler haline getirtti. Denizden inecek tanklar için de engelleyiciler yaptırdı.
Yaptığı tüm öngörü ve tahminler tutmuş olmasına rağmen, yani çıkarmanın yapılacağı sahili bile bilmesine rağmen, ordunun gücünü çıkarma bölgesine anında toplayamadığı için savaş kaybedildi. Nazilerin 3 yıldır hazırlık yaptığı kıyılar, 3-4 saat içinde kaybedildi. Savaşın kaybedilmesinde, hitlerin daha önce hazırlıklara müdahale etmesi ve tankların yerini değiştirmesi de büyük önemde rol oynamıştır.
6 Haziran 1944'de kıyıları kaybettikten sonra müttefiklerin ilerleyişinin önünü kesmek için birliklerini yönetirken 17 Haziran 1944 yılında İngiliz savaş uçaklarınca makam aracı bombalandı ve yaralandı. Fransa- Bernay'daki sahra hastanesinde tedavi görmeye başladı.
Rommel, Bernay'daki hastanede tedavi görürken 20 Temmuz'da Hitler'in Doğu Prusya'daki karargahı olan kurt ininde Hitler’e bombalı bir suikast girişiminde bulunuldu. Bombayı genç ve idealist Albay Klaus von Stauffenberg patlatmıştı.
Bomba patlamıştı fakat karargahtaki saldırıda bir çok Nazi generali ölürken Hitler şans eseri sağ kurtulmuştu. Hitleri öldüremeyen bu muhalif “schwarze kapelle” yani siyah orkestra grubu da dahil 5000 kişilik Nazi asker, subay, general ve sivil, bu saldırılarda rol aldıkları gerekçesiyle idam edildi veya intihara mecbur edildi. İntihara mecbur edilenlerden biri de Erwin Rommel oldu.








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İyonize Olmayan Radyasyon Kaynakları: Biyolojik Etkileri

Kanal Cephesi Harekatı-1

Geçmişten Günümüze Yemen ve Hadım Süleyman Paşa